Axa Sigorta Üst Yöneticisi Guillaume Lejeune, insanların kendilerine  “bana bir şey olursa” sorusunu yöneltmelerini  istiyor.  Sigortacılığa bu pencereden bakan Lejeune, “Sigorta yaşamımızı  nasıl koruyabileceğimizi gösteren, bunu sağlayan bir sistem” dedi. Bugün Türkiye’de insan  başına milli gelir 10 bin dolar civarından. Sigortalılık oranı ise yüzde 1,5. Ancak Türkiye’ye benzeyen ülkelerde bu oran yüzde 3 seviyesinde. Türkiye’de görebildiğim, anlayabildiğim kadarıyla kadercilik yüksek. Bu davranış biçimi diğer ülkelere göre daha fazla. Örneğin DASK’a bakalım. Zorunlu olmasına rağmen bugün 10 evin dördünde  sadece bu sigorta var.

Bu noktada sigortanın insan hayatı için önemine vurgu yapan Lejeune, bunu şöyle açıklayarak anlattı: “4 çocuğum var, eşim çalışmıyor. Bu açıdan bakınca bana ‘mükemmel bir Türk babası’ demelisiniz. Benim öncelikli görevim ise şunu düşünmek: benim başıma  bir şey gelirse  ailem ne olacak, ailem, eşim nasıl geçinecek, onlardan ben sorumlu değil miyim? Bunlar temel sorular. Çoğu kişi  bunu düşünmeli. Bu nedenle sigorta sadece bir poliçe satmak işi değil. Yaşamımızı  nasıl koruyabileceğimizi gösteren, bunu sağlayan bir sistem. Kötü şeylere karşı insanların yaşamlarını normal hale getirmek görevimiz. Bunu ev satın almak gibi düşünebilirsiniz. Onunla da kendimizi korumaya almaya çalışıyoruz. Sigorta da kendinizi korumanın bir aracı. Oysa konuya bu açıdan bakılmıyor. Bu düşünceyi insanlara kazandırmak gerekli. Bunun üzerinde çalışmak, bilgi ve eğitim çok önemli. Bu noktada hepimize sorumluluk düşüyor.” Varlık artışının da sigortacılığı geliştireceğini ifade eden Lejeune, ayrıca Türkiye’de tamamlayıcı sağlık, seyahat , bireysel emeklilik sistemi (BES), hayat gibi sigortaların gelişme sürecinde olduğunu, kendilerinin de bu konularda çalıştıklarını anlattı.